Fenerbahçe Çok Büyük.. Tamam da..
Fenerbahçe Türkiye’nin en büyük ve en çok taraftara sahip bir kulüp. Milli takımlarımızda en çok sarı-lacivertli kulübün sporcuları var. Bunun da nedeni, Aziz yıldırım’ın spora bakış açısının olumlu olması tabii. Çünkü ben bu farkı çok iyi bilenlerdenim. O eski yönetimlerin spora bakış açılarını yakından gördüm.
Aziz Yıldırım, sarı-lacivertli kulübü her branşta zirveye oynatma çabasında. Başta futbol olmak üzere Fenerbahçe basketbol, voleybol ve ne kadar etkinlik gösterdiği branş varsa şampiyonluğa oynuyor.
Demek ki, Aziz Yıldırım başarılı bir başkan.
Hataları yok mu. Ohhhooooo dolu.
Ancak, her zengin ve ünlü insanın olduğu gibi onun da yanında yalakaları çok fazla. Vaktiyle zenginin birine “Ya bunlar sana yalan söylüyor. Seni yalan yere pohpohluyorlar” demiştim. Yanıtı “Hoşuma gidiyor ama” olmuştu.
Aziz Yıldırım’ın saha ve salonlardaki salgırgan görüntüsünü beğenmiyorum.
Hiçbir zaman da Fenerbahçe Kulübü’nün başkanına yakıştıramadığım hareketler de yapıyor. Sarı-lacivertli kulübün çıkarlarını koruyacağım diye, öteki kulüplerin çıkarlarına çomak sokuyor bazen.
Etrafı fanatik dolu. Hiç kimse korkudan belki de ona “Olmaz” diyemiyor.
Şimdi düşünüyorum da, ben FB TV’de voleybol programı yaparken bana “Voleybol komitesine gir. Voleybolun içindesin” demişti. Ben her renge saygılı ender karakterlerden biriyim. Tabii, yanıtım “Hayır” olmuştu. Ve ona “Ben spor yazarıyım. Okurlarım var. Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor ve öteki kulüplerden çok okuyanım ve sevenim var. Teşekkür ederim” demişti. 2 yıl benimle konuşmadı. Erzurum Oyunları’ndaki tanıtım gezisinde o barıştı. Tabii, bizim barışma hakkımız yok. Zenginler küser, onlar barışırdı.
Neyse laf salatasını bırakayım.
Konuya geleyim.
Voleybol Avrupa konfederasyonu (CEV) her maç öncesinde evsahibi kulüplerin basına ikram yapmasını şart koşar.
Bunu Türkiye’de en iyi yapan kulüp Eczacıbaşı. Perihan Abla’nın (Kayhan) ikramları ile birlikte ellerimizi de yeriz. Vakıfbank da basını iyi ağırlayanlardan. Galatasaray bir kez Volley Otel’de kalabalık bir gruba kokteyl verdi. Arkasından ağırlama asgariyeye indi. Bazen Halkbank Ankara’ya davet eder basın mensuplarını. Evsahiplikleri iyidir. Federasyonumuz da her davetinde voleybol basınını iyi ağırlar.
Biz de cigercinin önündeki kediler gibi davet bekleriz. Çünkü gazetelere göre voleybol spor değil. Bir anlayabilseler Türkiye’nin en başarılı sporu voleybol.
Federasyonun da suçu var. Ahmet Gülüm’den sonra basın ile üst seviyede diyalog kuracak kimse gelmedi.
Gelelim CEV’in ikram zorunluluğuna.
Fenerbahçe’nin Avrupa maçları ikramsız geçiyor. Yahut da köpeğin önüne atsan yemez şeklinde kötü malzeme.
Şaşıyorum. Bundan Aziz Yıldırım’ın haberi var mı?
Her ne kadar Şükrü Saraçoğlu Stadı’na gazetecilere ambargo koyma gibi alışkanlığı varsa da bu CEV’in “İkram yapın” ricasını kırmaz.
Denilene göre ikramı yapmıyorlar, CEV’in çok az olan para cezasını veriyorlar.
İnanmam.
Koskoca Fenerbahçe böyle bir şey yapmaz.