KADINA ŞİDDETTE BOŞANMA VE MAL PAYLAŞIMININ ROLÜ
Türkiye de 2002 yılına kadar kadın aldatılsa da bir şey söylemeye hakkı yoktu .Çünkü bu davranışın yasalarımızda koca üzerinde yaptırımı pratikte yoktu.Kadın Boşanma davası açacak (sadakatsizlikten) tanık dinletecek 2-3 yıl uğraşacak,belki küçük bir tazminata hak edecek.Ama bunu tahsil etmek içinde uğraşıp duracak.
Zina o zaman suçtu ancak bunu ispatlamak çok zordu.Çünkü bizzat cinsel ilişkinin somut olarak ispatlanması gerekiyordu.Şimdi zina suç olmaktan çıktı.
Neyse yasalar değişti ,2002 başından itibaren evlilik birliği içinde tarafların elde ettiği mallar eşit olarak bölüşülecekti.Bu Türkiye deki kadınlara sunulan en büyük ödüldü.
Sonuç ne oldu,önce Ticaretle uğraşan fabrika çalıştıran Koca bankalarda her zaman zorla alabildiği kredilere eşinin rızası olmadan (şahsi kefilliği için)alamaz oldu.Eskiden karısının sen ne yapıyorsun diye sormaya bile korktuğu karısı artık imzalamadan bankalardan kredi alamaz ,Kefil olamaz oldu.Aradan 12 yıl geçti şimdi ticaretle uğraşan kocanın kefilliğinde karısının rızası kaldırıldı.Ama 12 yılda olanlar oldu.
Hiç düşünmeden kardeşleriyle,eski arkadaşlarıyla kurduğu,büyüttüğü şirketine artık hem de yüzde elli bir ortak geldi.Hissesinin % 50 artık resmen karısınındı.Daha önce karısına hiç bilgi vermeyen,hesap bile hele hiç vermeyen Koca,göstermelik olarak en fazla % 5 ortak ettiği görünür ortaklarının yanında şimdi istemese de % 50 ortak çıktı…
Bu zamana kadar kadınına hiçbir şey üzerine geçirmeyen Koca şimdi tüm malına kendisine huzursuzluk veren,hizmet etmeyen,çocuklarınla ilgilenmeyen,bu zamana kadar kendi ailesinden başka kimseyi düşünmeyen Kocaya şimdi adeta yabancı olmuş karısı tüm malına hiçbir kusur aranmadan % 50 ortak çıktı..
Bunlara hiç inanmak istemeyen koca şiddetli geçimsizlikten dava açıyor.Ama otomatik olarak mal varlığının yarısını karısına veriyor.Haklılığını ispat etmek üzere en az beş yıl dava süreci….devam ediyor ama mal varlığının yarısının karısı üzerine geçirilmesine hiç engel olamıyor.Bunun tek istisnası karısının zinasını ispat etmesi halidir.Bu durumda da M.K 236 belki karısının katılım payını belli bir yüzdeye göre indiriyor veya istisna da olsa tamamen kaldırıyor..
İşte bu aşamaya gelene kadar bilenen ,kızan, kin tutan koca ,sürekli kafasında kuruyor. hatta eve yaklaşamıyor,çocukları görmesi büyük merasim istiyor O tutucu,örf adet gelenekler aklına geliyor.Babasının ,dedesinin ,eski arkadaşlarının Kadını nasıl kapıya koyduklarını düşünüyor.
İşte tüm bu süreçte Koca şiddete başvurmaktan başka hiçbir çözümünün kalmadığını sürekli düşünüyor ve bu yola başvuruyor.Bu defa işler iyice çıkmaza giriyor.Ceza alıyor tutuklanıyor.Kin sürekli artıyor…..
Buradan şuraya gelmek istiyorum.Kocanın,tarafların,toplumun Eğitimi şart.Halka yasaların uygulanması adaptasyonu uzun bir süre istiyor.Bunların uygulanması için psikologlara,pedagoglara,sosyal hizmet uzmanlarına v.s acil gerek duyuluyor.Paylaşmak kültürü gelişmemiş toplumlarda,ben egosunun en başta olduğu erkek egemenliğinin hüküm sürdüğü toplumlarda ,eşlerin nasıl bu hizmetleri alacağından haberdar edilmeleri gerekmektedir. Hukuk her zaman yetmiyor.Kadının yeri nedir bunun erkek egemen toplumlara anlatılması gerekiyor.YOKSA ŞİDDET HEP VAR.Sporda,ailede,çocuklarda,çıraklarda,sakatlarda..v.s
Ancak İsviçre hukukundan alınan bu karı koca arasındaki mal paylaşım yasası İsviçre de 13 yıl önce bırakılmış yeni uygulamalar getirilmiş biz orada yürürlükten kaldırılan yasadan kendimize medet umuyoruz.
HER TÜRLÜ ŞİDDETE KARŞI OLALIM.AMA PAYLAŞALIM.
Sevgilerle kalın.
Av.Talat Güneş