Rio 2016’nın ardından..
Rio 2016 oyunları sona erdi.. Sevgili dostum, kardeşim Barbaros Talı’yı aradım.. 1988 Seul’den beri kaç Olimpiyatı onunla yaşadık. 1980 Moskova’dan beri her Atletizm yayınında yanında oturduğum Kenan Onuk’un Seul’de yardımcısı olmuştu Barbaros.. Müthiş bir Olimpiyat adamı, yorulmaz, usanmaz bir gazeteci, arananı anında yetiştiren bir cankurtarandı.
Kenan’ı kaybettik.. Belki o kayıp bağımızı daha da güçlendirdi..
“Barbü” dedim.. “Rio bitti.. En iyi izleyenlerden birisin, TRT’den, internetten..
Şu oyunları bir özetle, kendi kaleminde benim köşemde.. Sonra da ben, yorumlarımı yazayım. Söylenecek çok şey var çünkü..
Barbaros’tan yazı geldi. Kırpmamak için rahat pazar gününü bekledim.. İşte şimdi size aynen sunuyorum.. Haftaya da, kendi yorumlarımı yazacağım..
İşte Barbaros’un notları..
………………..
Olimpik sporcuların konaklama, beslenme ve ulaşım şikayetlerinin yanı sıra göz önünde yaşanan gasp olaylarının gölge düşürdüğü Rio’dan en kısa sürede dönmek isteyenler de vardı, basit hataların organizasyona çok zarar verdiğini söyleyenler de.
İki efsane sporcunun vedasını izledik.
Birleşik Amerikalı Michael Phelps, 15 yaşında ilk kez katıldığı 2000 Sidney’in 200 kelebek finalinde beşinci olabilmişti.
Daha sonra düzenlenen dört olimpiyatda ise yüzdüğü 28 finalin her birinden madalya çıkarttı. 23 altın, üç gümüş, iki bronz madalya kazandı. 10 dünya, beş olimpiyat rekoru kırdı. Su antrenmanlarını iki kulvarlı 50 ve altı kulvarlı 25 metrelik havuzlarda, kara antrenmanlarını ise balon içindeki köhne fitnes salonunda yapan; yoğun antrenman düzenini, 12 bin kalorilik beslenmesini yılın 365 günü aralıksız sürdürebilen; bu yeknesak düzene mental olarak da uyum sağlayabilen çok özel bir sporcuyu izledik son kez.
Jamaikalı Usain Bolt, son iki olimpiyatta kazandığı 100, 200 ve 4×100 bayrak şampiyonluklarının ardından Rio’ya “üçte üç” yapmak üzere geldi.
Önce, 100 metreyi 9.81 ile kazandı. Sonra, 200 metrede 19.78’lik derecesi ile Kanadalı De Grasse’nin iki metre önünde finiş gördü. Ardından, 4×100 bayrak finalinde 37.27 ile ilk sırayı alan Jamaika takımının son adamı olarak koştu. Bolt, olimpiyatların seçme, yarı-final ve finallerinde katıldığı her yarışı kazandı.
Hem de öne çıktığı anlardan itibaren kontrollü bir şekilde yavaşlayarak. Art arda üç olimpiyatta dünyanın en hızlı atleti unvanını elde etti. Artık, atletizm pistlerinin 100 metre düzlüğü “Usain Bolt Otobanı” olarak adlanacak.
***
Rio 2016, beklenmedik performanslara, unutulmaz anlara da sahne oldu. Çek raket Djokoviç’in göz yaşları, Etopyalı atlet Almaz’ın 14.33 saniye farkla kırdığı 10 bin dünya rekoru, Kanadalı yüzücü Osiak’ın 100 serbestdeki sprinti, yıllardır, “Zencilerin kemik yapıları yüzmeye uygun değil” denirken, Afro-Amerikalı Manuel’in yüzmedeki şampiyonluğu, Birleşik Amerikalı cimnastikci Simon Biles’in dört altını, Bahamalı atlet Miller’i, Allyson Felix önünde şampiyon yapan düşüşü, Güney Afrikalı atlet Niekerk’in sürpriz 400 rekoru, 4×100’de Birleşik Amerika takımının bir kere daha diskalifiye olması, (Olmasalar da Japonya’ya da geçilmişlerdi.). Birleşik Amerikalı Lochte’nin “soyulduk” yalanı akıllardan çıkmayacak.
***
16 gün boyunca 27 dünya, 91 olimpiyat rekoru kırıldı. Amerika Birleşik Devletleri toplam 121 madalya ile Büyük Britanya ve Çin’in önünde ilk sırayı aldı. Bahreyn, Fiji, Kosova, Ürdün, Vietnam, Tayvan, Fildişi Sahilleri, Porto Riko ve Singapur tarihlerindeki ilk olimpiyat şampiyonluğunu kazandılar.
***
Biz 21 branşta, 28’i devşirme, 103 sporcu ile gittiğimiz Rio’da sekiz madalya aldık.
Güreşte bir altın, iki gümüş, iki bronz olmak üzere beş, halterde gümüş, atletizm ve tekvandoda birer bronz madalya elde ettik.
Ülke sıralamasında 41’inci olduk.
14 güreşçimiz mindere çıktı. Serbest stil 125 kiloda Taha Akgül, finalde İranlı rakibini 3-1 yenerek tek altınımızı kazandı.
86’da Selim Yaşar, final maçında Rus rakibine 3-0 mağlup oldu, gümüş madalyada kaldı. 74 kiloda Soner Demirtaş, Kazak rakibini 3-0 yendi, bronz madalyanın sahibi oldu. Greko-romen stilde 130 kilo güreşçimiz Rıza Kayaalp, finalde Kübalı rakibine 3-0 yenildi, gümüş madalya aldı.
98’de Cenk İldem, Rumen rakibini 3-0 mağlup ederek bronz madalya elde etti.
Diğer erkek ve kadın sporcularımız madalya güreşi yapamadan elendiler.
Dört halterci ile geldik Rio’ya. 69 kiloda Daniyar İsmailov, toplamda 351 kilo kaldırarak gümüş madalyanın sahibi oldu. Diğer haltercilerimiz beklenen başarıyı gösteremediler.
Atletizmde 15’i devşirme toplam 29 sporcu ülkemizi temsil etti.
Yasmani Copello Escobar, erkekler 400 engellide 47.92’lik derecesi ile Türkiye rekoru kırarak bronz madalya kazandı. Yasemin Can, kadınlar 5 bin metrede final yarıştı, 14.56.96 ile altıncı sırada yer aldı. 10 bin metre finalinde 30.26.41 ile Türkiye rekoru kırarak yedinci oldu.
Ramil Guliev, erkekler 200 metre finalini 20.43’lik derecesi ile sekizinci bitirdi. Jak Ali Harvey, erkekler 100 metre yarı-finalinde elendi. Dördü dışında kalan 25 atletimiz ise seçmelerde elendi. İkisi yarışı tamamlayamadı, biri geçerli atlayış yapamayıp, sıfır çekti.
Tekvandoda iki sporcumuz vardı. 67 kiloda Nur Tatar, Tayvanlı rakibini 7-3 yendi, bronz madalya kazandı. 68 kiloda şampiyonluk umudumuz Servet Tazegül, repesaj maçında Venezuellalı rakibine 5-4 yenilerek bronz madalyadan oldu.
Takım sporlarındaki tek temsilcimiz kadın basketbolcularımız, ilk iki maçı kaybettikten sonra dört karşılaşma kazanarak çeyrek – finale yükseldi. İspanya’ya son saniye basketi ile 64-62 yenilerek veda etti.
Boks ve yelkende altı; yüzme ve atıcılıkta dört; okçuluk, artistik cimnastik, kürek, bisiklet, masa tenisinde iki; eskrim, modern pentatlon, kano, binicilik, badmington ve teniste birer sporcumuz final hakkı elde edemediler.
***
Görüldüğü kadarıyla büyük çoğunluk yarışmaktan çok katılmak niyetiyle gitmiş Rio’ya. Gezer, görürüz duygusu ne yazık ki devşirme sporculara da aşılanmış. Sadece dört sporcumuz var gelecek vaat eden.
Okçulukta Mete Gazoz, artistik cimnastikte Tutya Yılmaz, Atletizmde Yasemin Can ve yüzmede Viktoria Zeynep Güneş. Ancak, onları dört sene boyunca kimler antrene edecek ve 2020’ye nasıl hazırlayacak belirsiz.
Çünkü, oyunlar sonrasında federasyon seçimleri yapılacak. Plan ve projeler yerine, dayısı olanlar, “birileri”nden yardım rica edenler yarışacak. Politik kariyerlerine sporla başlamak isteyenler seçtirilecek.
Bilgililer yerine ilgililer başa geçecek.
Sonuçta, Tokyo da benzer görüntülere sahne olacak.